Mağara ve çevresinde insan mevcudiyeti prehistorik dönemlere kadar uzanır. Bugüne kadar yaklaşık 12 km’de keşif yapılmış ve 10 km’lik güzergâh haritalandırılmıştır. 2000 yılından itibaren mağara ziyarete açılmıştır ve ziyaretçiler ilk 500 m’lik kısımda bu eşsiz olguyu görebilir. Mağaranın içi etkileyicidir ve ziyaretçiler suyun akıntısına ters olarak nehrin üzerinden ilerlerken çeşitli şekillerdeki beyaz ve kırmızı sarkıtlardan oluşan mağara süslerini inceleyebilir. Bugün mağaranın ana bölümüne bir koridor aracılığıyla bağlanan “Çark Salonu” adını 8 m’lik bir su çarkının varlığına borçludur; Osmanlı döneminden beri bölgenin su ve sulama ihtiyacını karşılamıştır. Bu salonda tavandaki 8x12 m boyutundaki açıklık da ziyaretçileri büyülüyor; büyük ihtimalle etraf köylerden gelenlerin girişi ve mağaradan nehre geçişi sağlıyordu. Ayrıca mağaranın çevresinde çınarlar, kavaklar ve söğütlerle bir serinlik vahası yaratarak ovaya güçle suların aktığı kemerli açıklık da çok etkileyici olmakla beraber ziyaretçilerine olağanüstü bir dinlenme alanı sağlamakta. Mağarada çoğu mikro faunaya ait 37 cins hayvan yaşamaktadır; bunlardan 6’sı uluslararası bilim dünyası tarafından ilk kez tanındı. Ayrıca çeşitli balıklar, yarasa ve susamuru ve kunduz gibi daha büyük memelilere de rastlanır.
Pazartesi - Cumartesi. 10:30 - 17:00
Pazar ve tatil günleri. 10:00 - 17:30.
Bilgi için hafta içi, bilet gişesi: +302522060460 Saatler: 10:30 - 17:00.