olarak inşa edilmiştir. İçerinin görülmemesi için pencereler yüksek yapılmıştır. Bugünkü mezarlığın yerinde olan eski Agios Athansios Kilisesi’nin yerine yapılmıştır. Yerel laografiye göre eski Doksatolular “Sonunda Agios Thanasis’e gideceğiz” derlermiş; bu da bize hem Doksato sakinlerinin espri anlayışı hem de kilisenin eski yeri hakkında bilgi vermektedir. Kilisenin girişi batı tarafında hala bugün de var olan gömme bir levhanın altından peristil ile inşa edilmiştir ve iç dehlizi ayırmaktadır. Daha sonradan dış dehliz de inşa edilince kilisenin alanı genişledi ve giriş kapısı bugünkü halini aldı. Bu giriş sadece Pazar Günleri açılırdı. İç kısmında üç ayrı bölüm ve kadınlara ait bölüm vardır. Ağaç gövdesi, alçı ve samandan yapılmış kolonlar kilisenin mimarisinde önemli rol oynar. Kolon başları Korinth tipidir. Tavan ahşaptandır ve Pantokrator ikonası resmedilmiştir. Zemin mermerden yapılmıştı ve tam merkezinde bugün zorlukla görülebilen çift başlı kartal bulunmaktadır. El yapımı, ahşap işlemeli ikonalı kısım ise olağanüstü bir sanata işaret eder; o da ekonomik sıkıntılar yüzünden onarılamamış ağaç gövdeleri üzerine oturtulmuştur. Aynı nedenden dolayı mihrabı minberden ayıran kısmın üst tarafında da ahşap eksiktir (İpiros Bölgesi Ustalarının eseri). Doksato ve Horisti Köylerinin önde gelen ailelerinin bağışı olan 1870 tarihli ikonalarla süslüdür. Mitropolis, İkosifinisi ve Horisti eski kiliselerine benzer. Ayrıca Kutsal Masa, Taht, Minber ve İncil Kürsüsü de el yapımı ahşap işlemelerle süslüdür. Tarihi kaynaklar kandillerin Avusturya yapımı olduğuna işaret eder. Giriş avlusunda bayram kutlamaları için gölgelikli bir kürsü bulunuyordu. Kilisenin arka bölümünde ise o dönemlerde bir Erkek ve bir Kız Okulu bulunuyordu. Çan kulesi mermerdendir ve 1893 yılında inşa edilmiştir; daha eskiden üzerinde bir doğal afetle yıkılan bir saat varmış. Bölgenin en güzel kiliselerinden biridir ve olağanüstü bir sanat eseridir. Dördüncü katta iki çan bulunmaktadır. Çan kulesinin yüksekliği konusunda Osmanlılar’ın itirazları olmuştur; çünkü Osmanlılar Ortodoks çan kulesinin, bugünkü Doksato Belediyesi’nin bulunduğu yerde olan Osmanlı cami minare boyunu geçmesini istememişlerdi. Çözüm olarak aynı boyda yapılmasına karar verilmiştir. Doksatolular tüm zeminin bile yükseltilmesini düşünmüşlerdi; sadece ve sadece çan kulesinin minare boyunu geçmesi için. 1913 felaketinde kilise yangından küçük zararlar almıştır. Aynı yıl kilisenin ana kapısının yeri de bugünkü şekliyle değiştirilmiştir. Bakanlar Kurulu kararıyla kilise “tarihi eser” kapsamına alınmıştır. Yıllar geçtikçe ve kilisenin yerlilerin çeşitli bayram ve özel gün kutlamaları için toplanmasında büyük önem teşkil etmesiyle yenileme ihtiyacı doğmuştur. Kilisenin restorasyonunu 1997-2005 yılları arasındaki kurula birlikte Aggelos İoannis üstlenmiştir. Restorasyon çatıdan başlayıp kilisenin içine devam etmiştir. Duvarlar boyanmış ve süslenmiştir; yine ikona duvarının 1870 yılındaki eski rengi olan yeşil renk kullanılmıştır. Çan kulesinin temizlenmesinden sonra kilisenin açılış gününe dair bir levha bulunmuştur; bu levha günümüze kadar çimento altında kalmıştı. O dönemin papazının topladığı gümüş kandiller, kristal avizeler bu çalışmaya da ışık tutmuştur; ayrıca Doksato mezarlığı ve kilise deposunda saklı tutulan birçok sanat eseri de (1870) restorasyon sırasında ortaya çıkmış, bakımları yapılmış ve bugün ziyaretçilerin rahatlıkla görebileceği şekilde, başlangıçta bulundukları yerlere konmuştur. Bu kilise günümüzde ziyarete açıktır ve küçük bayramlarda, cumartesileri ve bazı pazarları özellikle de kış mevsiminde kilise olarak da işlev görmekte ve kilise gece nöbetleri de yapılmaktadır.
Yetkili Merci: Drama Kutsal Metropolitliği
Τel: +302521032362